Atmosfer yerden ısınır. Bu sebeple yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 metrede 0,5 derece düşer. Yerden yansıyan güneş ışınları atmosferin alt kısımlarını ısıtır Bulutlar güneşten gelen enerjinin tutulmasını sağlar.
Böylelikle uzaya kaçan güneş enerjisi miktarı daha az olacaktır. İşte bu sebeple bulutlu günler açık güneşli günlere göre daha sıcak olmaktadır.
Aynı şekilde "AYAZ" diye tabir ettiğimiz durumun ortaya çıkması da bu nedenledir. Açık havalarda güneş enerjisi yeryüzünde fazla tutulamaz, bu nedenle yeryüzü ve atmosferin alt katmanları daha az ısınır. Oluşan soğuk ve kuru havaya ayaz denir. (Devam)
Enerjisini yerin içinden alan ve yeryüzünün ÅŸekillenmesinde yapıcı etkiye sahip olan kuvvetlerdir. Bunlar levha hareketlerine baÄŸlı oluÅŸur. Bu teoriye göre kıtalar hareket halindedir. Bu hareketin yönü ve hızı birbirinden farklıdır. Buna baÄŸlı olarak farklı yerlerde farklı yer ÅŸekilleri görülür.
Bunlar: 1. Jeolojik Zamanlarda Türkiye 2. Orojenez (DaÄŸ OluÅŸumu) 3. Epirojenez (Kıta OluÅŸumu) 4. Depremler (Seizma) 5. Volkanizma
1. Jeolojik Zamanlarda Türkiye
1. Zaman (Paleozoik): - Paleozoikte oluÅŸan kara kütlelerine masif adı verilir. - Biga, Menderes, UludaÄŸ, Yıldız, Daday – Devrekani, Bitlis ve KırÅŸehir masifleri örnek verilebilir. - Ülkemizdeki taÅŸ kömürü yatakları bu dönemde oluÅŸmuÅŸtur.
İtalya'nın genel özellikleri, tarihi, coğrafi konumu, komşuları, bölümleri, volkanları, iklimi, su varlığı, beşeri ve ekonomik özellikleri ve dahası... (Devam)
BulunduÄŸu Yerler: Oksijen atmosferde (21%) ve suda çözünmüÅŸ halde bulunur. Oksijenin bir kısmı atomik yapıdadır. Yararları: Ozon halinde bulunan oksijen dünyamızı zararlı ışınlardan korur. Bitkilerin besin üretmesine yardımcı olur. - Solunum için alınan oksijen besinin enerjiye dönüÅŸtürülmesinde kullanılır. Petrol, kömür gibi yanıcı maddelerin yanmasıyla da oksijen tükenir.- YeÅŸil bitkiler ise fotosentez aracılığı ile, ayrıca su buharının ışık yardımıyla oksijen ve hidrojene ayrılması (fotoliz) atmosfere oksijen katılır.
18. yüzyılda ilk olarak Ä°ngiltere’de dokuma sektöründe ortaya çıktı ve daha çok küçük atölyeler ÅŸeklindeydi. Buradan zengin kömür yataklarına sahip Almanya ve Fransa’ya sıçradı. 20. yüzyılın başında Ä°talya ve diÄŸer ülkelerde hızla yayıldı.
Buhar ve kömür enerjisinden faydalanılarak ve demir – çelik kullanılarak daha dayanıklı ulaşım araçları yapılmıştır. Bu araçlar kentleri ve limanları birbirine baÄŸlamışlardır.
Günümüzde ulaşım ve iletiÅŸim teknolojilerindeki geliÅŸmelere baÄŸlı olarak küreselleÅŸme meydana gelmiÅŸ, ülkelerin birbiriyle etkileÅŸimi artmıştır. ÖrneÄŸin Türkiye’de üretilen bir ürün internet aracılığı ile çok uzak yerlere satılabilmektedir. (Devam)
Sıcaklık, iklim elemanları içinde en önemli olanıdır.
Isı ve Sıcaklık Farkı: Isı cisimlerde bulunan potansiyel enerji miktarı olup birimi kaloridir, sıcaklık ise cisimlerdeki potansiyel enerjinin ortaya çıkmasıdır, birimi derece dir.
Örneğin kömür bir ısı kaynağı olup sobada yanmasıyla sıcaklık ortaya çıkar. (Devam)
- Bu geniÅŸ alan birçok canlıya yaÅŸam alanıdır. Aynı zamanda karada yaÅŸayanlar için de önemlidir.- Dünya'nın en büyük biyomunu oluÅŸturur.- Dünya'nın %70'i sularla kaplıdır.- Tatlı su ve tuzlu su biyomu olmak üzere ikiye ayrılır.- Su biyomlarında sıcaklıklar fazla deÄŸiÅŸkenlik göstermez. Ayrıca suyun varlığı ya da yokluÄŸu da biyomları sınırlamaz.- Yukarıda sayılanların bir sonucu olarak karasal biyomlara göre daha düzenlidir. Su Biyomlarını Etkileyen Faktörler - Oksijen ve Karbondioksit- Sıcaklık- Işık (Fotosentez için gerekli)- Eriyik haldeki mineraller- Besin maddesi (planktonlar) Işığın ulaÅŸabildiÄŸi kısım ilk 200 metrelik kısımdır. Buraya fotik alan, ışığın ulaÅŸamadığı 200 metreden derin kısma ise afotik alan denir. Su biyomunda canlılar daha çok GüneÅŸ ışığının ulaÅŸtığı yüzeyden 200 metre derinliÄŸe kadar yaÅŸarlar. Ä°ki grup... (Devam)
- Türkiye çok çeÅŸitli birincil enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. - Türkiye’de taÅŸkömürü, linyit, asfalsit, ham petrol, doÄŸal gaz, uranyum ve toryum gibi fosil kaynak rezervleri ile, - Hidroelektrik enerji, jeotermal enerji, güneÅŸ enerjisi,dalga enerjisi, biyomas (Biyokütle) enerji gibi tükenmez kaynak potansiyelleri bulunmaktadır. - Türkiye’nin, dünyada halen yoÄŸun olarak kullanılan fosil kaynakların, özellikle petrol ve doÄŸalgazın görünür rezervleri yeterli düzeyde deÄŸildir. - Kömür, jeotermal ve hidrolik enerji rezerv ve potansiyeli ise dünya kaynak varlığının %1’i civarındadır.
Başlıca Enerji Kaynaklarımız
1. TaÅŸ Kömürü - 1. Jeolojik Zaman’da oluÅŸmuÅŸ bir kömür türüdür. - Kalorisi yüksek olduÄŸundan genellikle Demir-Çelik ... (Devam)
Nüfus YoÄŸunluÄŸu: Belirli bir alanda bulunan insanların birim alandaki dağılımına nüfus yoÄŸunluÄŸu denir. Nüfus YoÄŸunluÄŸu = (Toplam Nüfus / Yüzölçüm )
A. DoÄŸal (Fiziki) Faktörler
1. Yeryüzü Åžekilleri
DaÄŸların Uzanışı DaÄŸlarımızın genelde doÄŸu batı uzanışlı olması; v Kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı güçleÅŸtirir, v Deniz etkisinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu nedenle kıyılarımız daha fazla nüfuslanmıştır.
Hinterland: Bir merkezin iç kesimlerle etkileÅŸimine hinterland denir. EÄŸer bir yerleÅŸmenin diÄŸer yerleÅŸmelere ulaşımı kolaysa hinterlandı geniÅŸ, zorsa hinterlandı dardır.
Hinterlandı dar olan Sinop, Giresun gelişememesine karşın geniş bir hinterlanda sahip İstanbul, İzmir daha fazla gelişmiştir.
Ä°ÅŸlenmiÅŸ ya da yarı iÅŸlenmiÅŸ ham maddelerin fabrikalarda iÅŸlenerek kullanılabilir hale getirilmesi yöntemlerine sanayi denir. 1750’li yıllarda Avrupa’da su buharı gücünden yararlanma ile sanayileÅŸme baÅŸlamış ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Günümüzde sanayileÅŸme bir geliÅŸmiÅŸlik ölçütüdür. Öyle ki sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerde refah seviyesi daha yüksektir.
Türkiye’de SanayileÅŸmeyi Etkileyen Faktörler Fabrika kuruluÅŸunda dördüncül (bilgi toplama, araÅŸtırma, yayma) ve beÅŸincil (bilgilere dayalı karar verme) sektörler etkilidir. Öncelikle kurulacak sanayi türü belirlenir: Demir – Çelik, Rafineri, Maden iÅŸleyen sanayi kuruluÅŸları ham maddeye yakın kurulurlar. Büyük sermaye gerekir. Küçük ölçekli sanayi kuruluÅŸları için yer seçimi fazla &... (Devam)
Yer altı sularının kendiliÄŸinden yer yüzüne ulaÅŸmasına pınar veya kaynak denir. Türkiye’de gayzer hariç tüm yer altı kaynaklarına rastlanır. 1. Yamaç (Vadi) Kaynakları Geçirimli tabaka boyunca yer altına sızan suyun uygun yerlerde yüzeye çıkması ile oluÅŸan kaynaklardır. Türkiye daÄŸlık, engebeli ve yüksek bir ülke olduÄŸu için fazla rastlanır. Suları genelde temiz, içmeye uygun ve soÄŸuktur. Akım miktarı iklime baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸir. 2. Karstik Kaynaklar Karstik arazilerde yer altına sızan suların uygun bir noktada yüzeye çıkmasıyla oluÅŸan kaynaklardır. Ülkemizde Akdeniz Bölgesinin genelinde, özellikle Teke – TaÅŸeli Platolarında görülmektedir. Suları kireçli ve içmeye fazla elveriÅŸli deÄŸildir. ... (Devam)
Daha önceki anlatımlarda belirtildiği gibi her meridyenin yerel saati farklıdır. Bir ülkede her merkezin kendi yerel saatini kullanması günlük hayatta ticaret, ulaşım, haberleşme ve iletişim gibi çeşitli hizmetlerin yürütülmesinde karışıklığa neden olur. Bu nedenle her ülke kendi sınırları içinde bir meridyenin yerel saatini ortak saat olarak kullanmaktadır.
UYARI: Ülkelerin doğu batı doğrultusundaki genişliğine bağlı olarak kullandığı ortak saat sayısı değişir. Ülke, doğu batı doğrultusunda geniş alan kaplıyorsa üzerinden daha çok meridyen geçer. Bu nedenle doğu batı yönünde geniş alan kaplayan ülkeler birden fazla ortak saat kullanır. Örneğin ABD, Rusya, Kanada gibi.
Ülkemizde 30° doğu meridyeninin geçtiği İzmit'in yerel saati ortak saat olarak kullanılmaktadır. Ancak 1978 yılından sonra başlayan bir uygulama ile ileri ve geri saat ayarlaması yapılmaktadır. Yaz döneminde 45° doğu meridyeninin yerel s... (Devam)
Yeryüzündeki tatlı suların büyük bir bölümü yer altında kaya çatlakları ve gözeneklerde yer alır. Yer altındaki suların toplam tatlı su rezervi içindeki miktarı 98% civarındadır. Yer altındaki sular özellikle çatlaklar, gözenekler, kılcal damarlar ve maÄŸaralarda çeÅŸitli rezervler oluÅŸtururlar. Bir yerde yer altı suyunun birikmesi için altta geçirimsiz bir tabakanın bulunması gereklidir. Volkanik ve metamorfik kayaçların pek çoÄŸu geçirimsiz özelliktedir.
Geçirimsiz tabakaların üzerindeki biriken su kütlesine su tablası adı verilir. Geçirimli tabakaların geçirimsiz tabakayla temas ettiÄŸi alanlarda biriken su kütlesine taban suyu denilir. Taban suları bazen uygun koÅŸullarda kendiliÄŸinden yüzeye ulaşır. Genellikle kuyular ve sondajlar yardımıyla yüzeye çıkarılarak içmede ... (Devam)