Canlıların kabuk, kemik ve dişlerinde bulunur. Fosforun ana kaynağı yer kabuğudur. Kayaçların yapısında bulunan fosfat erozyon ile toprağa karışır. Ayrıca denizlere taşınan fosfat levha hareketleri sonucu yükselme ile ortaya çıkabilir. Bitkiler fosfatı diğer maddelerle kullanarak besin maddesine dönüştürür, onu yiyen canlılara geçer ve en son canlı öldüğünde tekrar toğrağa karışır. (Devam)
İnsanoğlu yer yüzünde ortaya çıktığı günden bugüne büyük bir değişim yaşamıştır. Bu değişim; bedensel, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda çok büyük bir değişim özelliği gösterir. İnsanoğlunun yaşadığı değişim bütün bu alanlarda birbirine paralel gelişmiştir. Gelişimin temel dinamiğini ekonomik faaliyetler ve geçim tarzları belirlemiştir. İnsanlık tarihi ekonomik anlamda incelendiğinde bir takım özellikler dikkati çekmektedir.
1. Paleolitik Dönem (Kaba Taş Devri) - Temel ekonomik faaliyet avcılık ve toplayıcılıktır. - İnsanların ortalama yaşam süresi 20-25 yıl olup beyin hacmi küçük, boyları kısadır. - Mağaralar barınma amaçlı kullanılmıştır. - Göçebe topluluklar halinde yaşamaktadırlar. - Bu dönemde ilk basit araçları yapmayı başarmışlardır. &... (Devam)
1. Doğal Yıkımlar Deprem, Heyelan, Kuraklık, Taşkın, Çığ, Sel olayları, Volkanik püskürmeler, Çölleşme gibi doğal yıkımlar göçlere neden olmaktadır. Örneğin 23 Ekim 2011 Van Depremi sonrasında burada yaşayanların bir kısmı başka illere göç etmiştir.
2. Sosyal ve Siyasi Nedenler Savaşlar, İşgaller, Devrimler, Terör olayları, Dini olaylar göçlere neden olmaktadır. Örneğin Sırpların işgali nedeniyle Bosnalıların bulundukları bölgeyi terk etmesi siyasi nedenli bir göçtür.
3. Ekonomik Nedenler Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu bölgelerde iş olanaklarının az olması, göçlere neden olmaktadır. İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere İşgücü Göçü denir. İşgücü göçleri; Mevsimlik, Kısa Süreli ve Uzun Süreli olabilir. Örneğin &uum... (Devam)
Yeryüzünün tamamının veya bir kısmının kuş bakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek düzlem üzerine aktarılmasıyla oluşan çizimlere harita denir. Haritacılık bilimine ise kartoğrafya denir.
Haritalar, coğrafyada en çok kullanılan araçlardan biridir. Haritalardan başka küreler, krokiler, grafik ve şekiller, fotoğraflar coğrafyada kullanılan araçlardır.
Yeryüzünün bütününe ya da bir kısmına, yandan belli bir açı ile bakılırsa, öndeki yükseltiler arkadaki özelliklerin görülmesini engeller. Bu nedenle haritalar çizilirken yeryüzüne tam tepeden bakılmalıdır.
Önceden yerden yapılan ölçümler sonucu elde edilen verilerle yeryüzünün tepeden görünümleri sağlanıyordu. Günümüzde haritalar çizilirken uçaktan ya da uydulardan çekilmiş fotoğraflardan yararlanılmaktadır. Bu yeni harita yöntemine fotogrametri denir.
Bir çizimin harita olabilmesi için bazı şartlar vardır:
Atmosfer yerden ısınır. Bu sebeple yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 metrede 0,5 derece düşer. Yerden yansıyan güneş ışınları atmosferin alt kısımlarını ısıtır Bulutlar güneşten gelen enerjinin tutulmasını sağlar.
Böylelikle uzaya kaçan güneş enerjisi miktarı daha az olacaktır. İşte bu sebeple bulutlu günler açık güneşli günlere göre daha sıcak olmaktadır.
Aynı şekilde "AYAZ" diye tabir ettiğimiz durumun ortaya çıkması da bu nedenledir. Açık havalarda güneş enerjisi yeryüzünde fazla tutulamaz, bu nedenle yeryüzü ve atmosferin alt katmanları daha az ısınır. Oluşan soğuk ve kuru havaya ayaz denir. (Devam)
Enerjisini yerin içinden alan ve yeryüzünün şekillenmesinde yapıcı etkiye sahip olan kuvvetlerdir. Bunlar levha hareketlerine bağlı oluşur. Bu teoriye göre kıtalar hareket halindedir. Bu hareketin yönü ve hızı birbirinden farklıdır. Buna bağlı olarak farklı yerlerde farklı yer şekilleri görülür.
Bunlar: 1. Jeolojik Zamanlarda Türkiye 2. Orojenez (Dağ Oluşumu) 3. Epirojenez (Kıta Oluşumu) 4. Depremler (Seizma) 5. Volkanizma
1. Jeolojik Zamanlarda Türkiye
1. Zaman (Paleozoik): - Paleozoikte oluşan kara kütlelerine masif adı verilir. - Biga, Menderes, Uludağ, Yıldız, Daday – Devrekani, Bitlis ve Kırşehir masifleri örnek verilebilir. - Ülkemizdeki taş kömürü yatakları bu dönemde oluşmuştur.
Orta Kuşağın Karma Ormanları Ilıman okyanusal iklim bölgelerinde görülen ormanlardır. Kışın yapraklarını döken ormanlar, Orta kuşağın yaz mevsimi serin, kış mevsimi ılık geçen, her mevsimi yağışlı yerlerinin hakim bitki formasyonudur. Yıllık yağış tutarı 1000 mm den fazladır. Kışın yapraklarını döken ormanların, daima yeşil iğne yapraklı ormanlar kuşağıyla temas sahalarında, araya iğne yapraklı ağaç türleri de karışır. Böylelikle bu sahalarda, daima yeşil iğne yapraklı ağaçlara kışın yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçların bir arada bulundukları değişik bir bitki formasyonu görülür ki, bu tür ormanlara karışık yapraklı ormanlar da denir. Ilıman okyanus ikliminin bitki örtüsü yükseltiye bağlı olarak değişim gösterir. Kıyı kesimlerde geniş yapraklı ağaçların oluşturduğu ormanlar ye... (Devam)
Isınan havanın yükselmesiyle oluşan yağış tipi yükselim (konveksiyonel) yağışlardır.
Bu yağış tipinde aşırı ısınmaya bağlı olarak havanın yoğunluğu azalır. Buna bağlı olarak hafifleyen hava yükselişe geçer. Yükseldikçe her 100 metrede 0.5 derece sıcaklık kaybeder. Sıcaklık kaybına bağlı olarak soğumaya başlar. Sahip olduğu nemi taşıyamaz duruma gelir. Bunun sonucunda da yükselim yağışları oluşur.
Ülkemizde en fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür (Halk arasında Memur ıslatan, Ahmak ıslatan, Kırk ikindi yağışları olarak da bilinir). (Devam)
İtalya'nın genel özellikleri, tarihi, coğrafi konumu, komşuları, bölümleri, volkanları, iklimi, su varlığı, beşeri ve ekonomik özellikleri ve dahası... (Devam)
2. Madde Döngüleri Cansız ortamdaki maddelerin (karbon, azot, oksijen, fosfor) bitkiler tarafından besin maddesine dönüştürüldükten sonra canlılar arasında dolaşması ve canlılar öldükten sonra ayrıştırıcılar tarafından tekrar cansız ortama dönmesi olayıdır. a. Karbon Döngüsü Bulunduğu Yerler: Karbon; atmosferde, fosil yakıtlarda, sularda (karbon ve bikarbon), karbonatlı kayaç ve canlılarda bulunur. Yararları: Canlı dokularını meydana getiren bileşikleri oluşturur. Günlük ve mevsimlik sıcaklıkların aşırı yükselmesi ve düşmesine engel olur. Karbon Döngüsü Olmasaydı: Bitkiler besin üretemeyecek ve 35 yıl kadar sonra yaşam son bulacaktı. - Bitkiler, fotosentez olayı sırasında inorganik yapıdaki karbonu organik yapıya dönüştürür.- Diğer canlılar bitkiyi yiyerek karbonu bünyelerine alırlar.- Canlıların &o... (Devam)
KAYAÇ (Taş) : Yerkabuğunun yapı malzemesi olan, bir veya birden fazla minerallerden oluşan ve organik malzemelerden meydana gelen katı cisimlere denir. Kayaçlar çok basit bir ifade ile mineral topluluklarıdır.
MİNERAL: Kayaçların yapısını oluşturan, belirli bir kimyasal bileşime sahip organik veya inorganik özellikteki katı bileşiklerdir. * Canlı organizmadaki hücre gibi cansız doğada mineraller en küçük birimi oluşturur. * Her bir mineral farklı elementlerden oluşur. * Her bir kayaç çeşidi de farklı mineraller içerir. * Mineraller yan yana gelerek kayaçları kayaçlarda yan yana gelerek kıtaları ve yer kabuğunu meydana getirirler. Not: Kuvars,Kalsit ve Feldispat gibi Mineraller, doğada bulunan yaklaşık 2000 mineral içinde en yaygın olanıdır.
KAYAÇ DÖNGÜSÜ: Tüm kayaçlar sürekli bir d... (Devam)
Kara ve denizlerdeki düşey doğrultulu alçalma ve yükselme hareketidir. Başka bir ifade ile yer kabuğunun geniş alanlardaki yaylanma hareketleridir.
Yoğunluğu az olan yerkabuğu parçaları magmanın üzerinde yüzen birer tahta parçası gibidir. Ağırlıklarına göre daha derine batarlar. Bu duruma eş denge denir.
Eş denge volkanizma, buzullaşma, delta oluşumu, baraj yapımı gibi nedenlerle bozulabilir.
Bu hareketler sonucunda kubbeleşen üst kısma jeoantiklinal, çukurda kalan kesimlere ise jeosenklinal denir.
Orojeneze göre daha uzun bir zamanda meydana gelen epirojenez günümüzde de devam etmektedir. Örneğin İskandinav Yarımadası ve Kanada, buzulların erimesi, Hawaii Adası volkanizma sebebiyle her yıl 0,5 cm yükselmektedir. Buna karşın Kuzey Denizi, Baltık Denizi, Almanya, Hollanda ise tortulların ağırlığı ile çökmekted... (Devam)
Yer kabuğunun, altında bulunan mantonun etkisiyle hareket etmesine tektonik hareketler denir. Çekirdeğin etkisiyle ısınan mantoda konveksiyonel akıntılar oluşur. Manto içindeki bu hareketler yeryüzünde değişikliklere sebep olur. (Konveksiyonel akımlar suyun ısınması gibidir) Yer kabuğunun hareketi ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Bunlardan biri Kıtaların Kayması Teorisidir. Kıtaların Kayması teorisine göre kıtalar tek parça halindeyken 2. Ve 3. Zamanda parçalanarak birbirinden uzaklamış ve yeni okyanuslar oluşturmuştur. Aşamaları: Pangea (tek parça) Laurasia ve Gondwana arasında Tetis Denizi oluşur Hindistan ve Arap Yarımadası Tetis Denizini kapatır ve deniz tabanındaki tortullar yükselerek Alp Himalaya kıvrım dağlarını oluşturur. (Devam)
Boyuna Kıyı: Dağların kıyı çizgisine paralel uzandığı kıyılardır.
Enine Kıyı: Dağların kıyı çizgisine dik uzandığı kıyılardır.
Boyuna
Enine
Girinti Çıkıntı Az Derinlik Fazla Kıta Sahanlığı Dar
Girintili Çıkıntılı Derinlik Az Kıta Sahanlığı Geniş
B) Akarsuların Şekillendirdiği Kıyılar
Ria Tipi Kıyı: Eski akarsu vadilerinin deniz seviyesinin yükselmesi ya da vadinin tektonik olarak çökmesiyle sular altında kalmasıyla oluşmuş kıyılardır.
Dalmaçya Tipi Kıyı: Dağların kıyı çizgisine paralel uzandığı alanlarda, iç kesimlerdeki ovaların, deniz yükselmesine bağlı olarak sular altında kalmasıyla oluşmuştur. Kıyıda birbirine paralel ada dizileri görülür.
İnsanlar yaşayabilmek ve yaşam düzeylerini yükseltebilmek için çeşitli bilgilere ihtiyaç duyarlar. Bunlardan birisi de coğrafi bilgilerdir.
Coğrafya derslerinde öğrendiğimiz bilgiler, bizlerin hayatını çeşitli yönlerden ilgilendirir ve bizlere çeşitli konularda yardımcı olur.
Bunlardan başlıcaları:
- Yer ve yön bulmada yarar sağlar. - Haritalardan yararlanmamızı sağlar. - Yurt sevgisi kazandırır, vatandaşlık bağlarının güçlenmesini sağlar. - Ülkemizi diğer ülkelerle karşılaştırmamızı sağlar. - Kalkınma planları hazırlanmasında yardımcı olur. - Çevre bilinci kazandırır. - Savaş sırasında bilgilerden ve haritalardan faydalanılır. (Devam)
Nüfus; sınırları belirlenmiş bir alanda, belirli bir tarihte bulunan toplam insan sayısıdır. Belirli bir alanda yaşayan insanların sayısı ve nitelikleri zamana bağlı olarak hızlı ve büyük bir değişim içerisindedir. Nüfus, nüfus sayımları ile tespit edilir. Ancak nüfusun tespiti için sayımların dışında da kaynaklar kullanılabilmektedir. Örneğin doğum – ölüm kayıtları, göç kayıtları, banka ve sigorta kayıtları ve dönemsel olarak yapılan bilimsel araştırmalar gibi. Ancak temelde belirli bir alanda yaşayan toplam insan sayısı nüfus sayımları aracılığı ile tespit edilir. Nüfus Sayımları; Bir ülkenin tümünde veya sınırları belirlenmiş bir bölgede yaşayan tüm insanlarla ilgili sayısal, ekonomik ve toplumsal verilerin toplanma, değerlendirilme ve analiz edilme sürecine nüfus sayımı denir. Yani nüfus sayım... (Devam)
A) Doğumlar Doğurganlık: Canlı doğum sayısı Doğurgan Nüfus: Doğum yapabilme özelliğine sahip 15-49 yaş arası kadın nüfus Doğum Oranı= (Doğum Sayısı / Toplam Nüfus) x 1000 Doğurganlık Oranını Etkileyen Faktörler: 1. Doğal afet, salgın hastalık, savaşlar2. Eğitim seviyesi ve ekonomik durum3. Bebek ölümleri4. Evlilik yaşı ve oranı5. Dinin etkisi6. Nüfusun yaş ve cinsiyet durumu7. Şehirleşme ve kadının sosyal statüsü8. Ülkelerin uyguladığı nüfus politikaları B) Ölümler Ölüm Oranı= (Ölüm Sayısı / Toplam Nüfus) x 1000 Ölümlerin Nedenleri: 1. Sağlık problemleri2. Depremler, sel ve su baskınları3. Savaşlar4. Salgın hastalıklar5. Kıtlıklar6. Kitlesel kazalar C) Ortalama Yaşam Süresi Ortalama... (Devam)