Atmosfer yerden ısınır. Bu sebeple yerden yükseldikçe sıcaklık her 100 metrede 0,5 derece düşer. Yerden yansıyan güneş ışınları atmosferin alt kısımlarını ısıtır Bulutlar güneşten gelen enerjinin tutulmasını sağlar.
Böylelikle uzaya kaçan güneş enerjisi miktarı daha az olacaktır. İşte bu sebeple bulutlu günler açık güneşli günlere göre daha sıcak olmaktadır.
Aynı şekilde "AYAZ" diye tabir ettiğimiz durumun ortaya çıkması da bu nedenledir. Açık havalarda güneş enerjisi yeryüzünde fazla tutulamaz, bu nedenle yeryüzü ve atmosferin alt katmanları daha az ısınır. Oluşan soğuk ve kuru havaya ayaz denir. (Devam)
Ülkemiz iki ayrı saat dilimi üzerinden geçer. Bunlar başlangıç merdiyeninin doğusundaki +2 ve +3 saat dilimleri.
(GMT: Greenwich Saati - Greenwich Mean Time)
Kış saati GMT+2 saat dilimi 30° Doğu Meridyeni üzerinden geçen İzmit'in yerel saatini ifade eder. Ülkemizde kış mevsiminde İzmit'in yerel saati ulusal saat olarak kullanılır. Buna geri saat uygulaması da denir.
Yaz saati GMT+3 saat dilimi 45° Doğu Meridyeni üzerinden geçen Iğdır'ın yerel saatini ifade eder. Ülkemizde yaz mevsiminde Iğdır'ın yerel saati ulusal saat olarak kullanılır. Buna ileri saat uygulaması da denir.
Her Ekim ayının sonunda yaz saati uygulamasına son verilir ve İzmit'in yerel saati kullanılmaya başlanır. Bu uygulamada saatler bir saat geri alınır.
Her Mart ayının sonunda ise yaz saati uygulamasına geçilir ve Iğdır'ın yerel saati kullanılmaya başlanır. Bu uygulamada saatler bir saat ileri alınır.
1978 yılından önce İzmit'in yerel saati... (Devam)
Isınan havanın yükselmesiyle oluşan yağış tipi yükselim (konveksiyonel) yağışlardır.
Bu yağış tipinde aşırı ısınmaya bağlı olarak havanın yoğunluğu azalır. Buna bağlı olarak hafifleyen hava yükselişe geçer. Yükseldikçe her 100 metrede 0.5 derece sıcaklık kaybeder. Sıcaklık kaybına bağlı olarak soğumaya başlar. Sahip olduğu nemi taşıyamaz duruma gelir. Bunun sonucunda da yükselim yağışları oluşur.
Ülkemizde en fazla İç Anadolu Bölgesinde görülür (Halk arasında Memur ıslatan, Ahmak ıslatan, Kırk ikindi yağışları olarak da bilinir). (Devam)
21 Aralık, Güneş ışınlarının yengeç dönencesine dik geldiği gündür. Bu gün Türkiye'nin de içinde bulunduğu kuzey yarım kürede en uzun gece, en kısa gündüz yaşanır.
23 Eylül tarihinden başlamak üzere Kuzey Kutbunda 6 ay sürecek gece yaşanmaya başlar. Ekvator'dan kuzey kutbuna doğru gündüz süresi kısalır ve kutuplarda 24 saat geceye ulaşır. 21 Aralık tarihine gelinceye kadar 24 saat gece yaşayan alanlar genişler ve 66º33' ya kadar gelir. 21 Aralık tarihinde bu enlem derecesinde de 24 saat gece yaşanır. Ancak bundan daha alçak enlemlerde güneş yine de kendini göstermektedir.
İşte yukarıda sayılan nedenler ışığında 21 Aralık'ta Türkiye'de 3 gün, 4 gün gece yaşanması mümkün değildir. Yani enlem derecemize göre güneş ışınlarını yine belli bir açıyla alırız. Ancak bu açı yıl boyunca alabileceğimiz açılardan en eğik olanı olacaktır. Tabiki uzun bir gece ve kısa bir gündüz ile birlikte.
Dünyamız kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 24 saatte tamamlar. 24 saat 1440 dakikaya eşittir. Ayrıca Dünyamız 180 tanesi batıda, 180 tanesi doğuda olmak üzere 360 meridyene bölünmüştür. 1440 / 360 = 4 dakikalık zaman farkı buradan gelmektedir.
Peki kaç meridyen bir araya geldiğinde 1 saatlik bir zaman farkı oluşuyor? 60 dakika / 4 dakika = 15 meridyen bir saat meydana getiriyor.
Eğer 0º den başlatırsak saat dilimlerini ve bu enlemi 0. saat dilimi olarak kabul edersek 7º 30' Batı Boylamı ile 7º 30' Doğu Boylamı arası 0. saat dilimi olacaktır. Yani 8º Doğu Boylamı 1. saat dilimine girecektir.
İşte bu nedenle eğer bir meridyen ya da boylamın hangi saat dilimine girdiğini bulmak istiyorsak 7,5 ile toplayıp 15'e bölmemiz yeterlidir.
Örneğin; 10º Doğu Meridyeni 10 + 7,5/15 = 1. saat dilimi 30º Doğu Meridyeni 30 + 7,5/15 = 2. saat dilimi 160º Doğu Meridyeni 160 + 7,5/15 = 11. saat dilimi
Dünya her saat 15º lik bir dönüş gerçekleştirir. Zaten Dünyada birden fazla saat dilimi olmasının temelinde de bu yatmaktadır. Ülkeler bu duruma göre kendi ulusal saatlerini belirler.
Eğer bir ülkenin batı - doğu genişliği fazla ise birden fazla 15º lik meridyen yayı geçmektedir. Bu durumda o ülkede birden fazla ortak ulusal saat kullanılabilir.
Örneğin Kanada'da;
Atlantik Saat Diliminde saat 12:00 iken; Doğu Saat Diliminde saat 11:00, Merkez Saat Diliminde saat 10:00 Dağlık Bölge Saat Diliminde saat 09:00 Pasifik Saat Diliminde saat 08:00 dır.
Yani Kanada, yatay genişliğine bağlı olarak 5 ortak ulusal saat kullanmaktadır.
Bunun dışında şu ülkelerde de birden fazla ortak ulusal saat kullanılmaktadır:
- Rusya - Amerika - Kazakistan - Brezilya - Meksika - Avustralya (Devam)
Bir basınç merkezi termik ya da dinamik olabilir. Bunu belirleyen temel fark oluşum şeklidir. Eğer bir basınç merkezi sıcaklığın etkisi ile oluştuysa termik, sıcaklığın etkisinden çok hareket ya da çevresine göre durum söz konusu ise dinamik kökenli bir basınçtır.
Isınan hava hafifler ve burada termik alçak basınçları oluşturur. Hafifleyen havanın yükselmesi ve yükseldikçe sıcaklık kaybetmesi sonucu yükselim yağışları meydana gelir. Hava kararsızdır ve çoğunlukla bulutludur.
Ekvator'a güneş ışınları çoğunlukla dik ve dike yakın açılarla gelir. Aşırı ısınma burada sürekli bir termik alçak basınç oluşmasını sağlamıştır.
Aşırı soğuk bir hava ise ağırlaşır. Ağırlaşan hava çöker. Bu alçalıcı hava hareketi gökyüzünün çoğunlukla bulutsuz, ayaz ve yağışsız olmasını sağlar. Örneğin kış mevsiminde geniş bir kara kütlesi olan Sibirya üzerinde aşırı soğumaya bağlı olarak termi... (Devam)
Dünya dursaydı ya da dönüş hızı yavaşlasaydı ne gibi değişiklikler olacaktı? Sizlerden gelen bu soruyu yanıtlayalım: Dünya kendi ekseni etrafında Ekvator çizgisi üzerinde yaklaşık olarak saatte 1770 km hızla dönmektedir. Eğer bu dönüş bir anda dursaydı ana kayaya bağlı olmayan her şey atmosfere savrulacaktı. Bu demektir ki binalar, insanlar, ağaçlar, hayvanlar havada uçuşacaktı. Eğer Dünya'nın kendi etrafındaki dönüş hızı yavaşlamaya başlasaydı, gün süresi uzamaya başlayacaktı. Bu gündüzlerin daha sıcak gecelerin daha soğuk olmasına yol açacaktı. Dünya tamamen durduğunda sadece yarısı güneşi görebilecek diğer yarısı ise her zaman geceyi yaşayacaktı. Bu da güneşe bakan yüzeyde sıcaklığın 90 dereceye çıkması, gecenin yaşandığı yerde ise -180 dereceye düşmesi anlamına gelirdi.
... (Devam)
Biliyorsunuz ki rüzgarlar kuzey yarım kürede sağa, güney yarım kürede sola saparlar. Bu ifade yüksek basınç alanları için doğru da olsa alçak basınç alanlarında sapma ters bir yöndedir.
Kuzey Yarım Kürede YB ve AB alanları arası ilişki:
Resmi incelerseniz rüzgarı oluşturan kuvvet, yüksek basınçtaki yoğunluk fazlalığıdır. Burada hava, yoğunluğun az olduğu yere doğru akma eğilimi gösterir. Bu eğilimi gösterirken Dünyanın dönüş yönüne uyar. Alçak basınç alanına yaklaştığında basınç merkezine doğru olan yolculuğu ivme kazanır. Böylelikle yolunu uzatarak da olsa yüksek basınç noktasından başlayan hava hareketi alçak basınç merkezine ulaşmış olur. O halde; Kuzey yarım kürede yüksek basınçta saat yönünde, alçak basınçta... (Devam)
Küresel ısınma nedeniyle buzullar günden güne eriyor. Kuzey kutbunun %25'i son 30 yılda yok oldu. Peki buzullar Dünyamız için neden önemli:
1. Buzullar birçok akarsuyun kaynağıdır. Akarsu tatlı su kaynağıdır ve insanların su ihtiyacı için önemlidir. Ayrıca tarımda kullanılır. 2. Sayıları az bulunan ve soyu tükenme tehlikesi altındaki hayvanlar için yaşam alanıdır. 3. Yıllık sıcaklık bilançosunun dengelenmesinde önemli role sahiptir. Güneş radyasyonunu fazla miktarda yansıtır (albedo yüksek). 4. Buzulların erimesi deniz seviyesinde yükselmeye yol açabilir. Bu durum kıyı çizgilerinin değişmesine, kıyıların ve buradaki yerleşmelerin sular altında kalmasına yol açabilir. Örneğin Bangladeş bu tehlikeyi yaşamaktadır. 5. Buzullar okyanus akıntıları için de kaynaktır. Buzulların erimesi okyanus akıntılarının etki... (Devam)
CEVAP: Su kaynaklarına yakın yerleri seçmeleri insanların doğaya olan bir üstünlüğü değildir.
2.
CEVAP: Tafoniler bir rüzgar aşındırma şekli olup kurak - yarı kurak alanlarda fazladır. Oysa soru kökünde bulunulan yerin nemli olduğu söyleniyor. Nemli bölgelerde karstik şekiller ve kanyon vadiler yaygındır.
3. Soruda Dünya Haritası üzerinde Kuzey Amerika'da Kayalık, Güney Amerika'da And Dağları ile Alp - Himalaya Dağları gösterilmiş. Soruda bu haritada neler gösterilmekte, bu sorulmaktaydı. Sorunun cevabı "Dağlık Alanlar" olmalıydı.
4. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de yağışın dağılışını etkileyen faktörlerden biri değildir? Bu sorunun cevabı "Ülkemizin kuzeyinde akarsu ağının sık olması" olacaktı. Bir yerde akarsu ağı sık ise bunun sebebi yağışın fazla olmasıdır. Kısaca a... (Devam)
Dünya'nın Ekseni Neden Eğiktir? Ekliptik eksen ile Dünya’nın ekseni birbiri ile çakışmaz, aralarında 23° 27’ lık bir eğiklik vardır. Bu eğikliğe Dünya’nın Eksen Eğikliği adı verilir. Eksen eğikliğinin nedeni kesin olarak bilinmiyor. Güneş Sistemine baktığımızda bununla ilgili bir düzen yok. Örneğin Güneş'in eksen eğikliği 7 derece, Merkür'ün sıfır derece, Uranüs'ün 97 derecedir. Bilim adamları eksen eğikliğinin oluşmasını gök cisimlerinin bu gezegenlere çarpmasıyla meydana gelmiş olabileceğine inanıyorlar. Bazı bilim adamları ise gezegenlerin uydularının çekim gücüne göre bu değerin belirlenmiş olabileceğini söylüyor.
Eksen Eğikliği Değişir Mi? Genel olarak sabit kabul edilir. Yapılan araştırmalar 5 milyon yıllık bir süreçte Dünya'nın eksen eğikliğinin 22 ile 24 derece arasında d... (Devam)
Dünya genelinde taş kömürü yatakları 1. Jeolojik Zamanda (Paleozoik) oluşmuştur.
En yaşlıdan en gence doğru kömür türleri;
1. Antrasit (Taş kömürü) - 1. Jeolojik zamanda oluşmuştur. - Karbon oranı %86 - %98 arasındadır. - Türkiye'de Ereğli (Zonguldak) ve Karabük'te çıkarılır.
2. Bitüm - 2. Jeolojik zamanda oluşmuştur. - Karbon oranı %35 - %86 arasındadır.
3. Linyit - 3. Jeolojik zamanda oluşmuştur. - Karbon oranı %25 - %35 arasındadır. - Türkiye'de Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Seyitömer, Tunçbilek, Tavşanlı (Kütahya), Afşin, Elbistan (Kahramanmaraş), Beypazarı (Ankara), Çan (Çanakkale), Kangal (Sivas)'ta çıkarılır. (Devam)
Okyanus akıntıları, Dünyanın doğal sistemleri içerisinde canlılar için büyük öneme sahip öğelerinden biridir. Bu akıntılar iklim ve canlılar üzerinde etkilidir. Makalemizde bu akıntıların oluşum sebepleri, türleri ve özellikleri yer almaktadır. (Devam)