Her bilim dalı konuları kendi ilkeleri çerçevesinde ele alır. Coğrafyanın da ilkeleri yani prensipleri vardır. Bunları üç kategoride toplayabiliriz;
Nedensellik (Sebep-Sonuç) İlkesi Tüm bilimlerde olduğu gibi coğrafya da olayların neden ve sonuçları üzerinde durur. Neden sorusu Coğrafi olayların nedenleri üzerinde yoğunlaşılmasını amaçlar. Örneğin; - Yağmur nasıl yağar?- Deprem neden oluşur?- Erozyonun nedenleri nelerdir?
Karşılıklı İlgi (Bağlantı) İlkesi Coğrafyada olaylar incelenirken etkiledikleri diğer olaylarla olan bağlantıları da incelenir. İnsan ve doğa etkileşim içerisindedir. Doğal olayların beşeri olayları etkilemesi, beşeri olayların da doğal olayları etkilemesi bağlantı ilkesine örnektir. Örneğin; - Su kaynakları ile tarım alanları bağlantılı mıdır?- Güneş ışınlarının düşme açısı sı... (Devam)
- Atmosferde meydana gelen hava olayları (yağış, rüzgar, sıcaklık değişmeleri, nemlilik). - Akarsular, göller ve denizlerin özellikleri, - Ağaç, çalı ve ot topluluklarının özellikleri, - Çeşitli yeryüzü şekillerinin özellikleri, - Toprakların özellikleri, - Deprem, sel, çığ, heyelan, don, dolu, fırtına gibi doğal afetler. - İnsanların topluluk olarak sahip oldukları ve yaşayabilmek için yaptıkları ekonomik etkinlikler. - Nüfusun çeşitli özellikleri (artışı, eksilmesi, göçler ile nüfusun ekonomik ve sosyal özellikleri). - İnsanların yaşadığı yerleşim birimleri ve bunların özellikleri. - Madenler ve enerji kaynakları. - Tarım, ticaret, sanayi, turizm faaliyetleri. - Çevre sorunları ve bunlara çözüm yolları.
İnsan, Coğrafyasız Olmaz
Coğrafya, insanı birey olarak ele almaz. Çünkü bu başka bilimlerin konusudur. Coğrafi araştırmaların odak noktasında her ... (Devam)
Her bilimin kendine özgü ya da en çok kullandığı prensipleri vardır. Coğrafya biliminin 3 prensibi vardır. Bunlar sırasıyla:
Dağılış: Coğrafya araştırmalarına neden olan konuların belirli bir alandaki yayılışı ve bulunuş biçimleri, dağılış olarak ifade edilir.
Coğrafyada bir konunun veya olayın dağılışı belirtilirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yayılış biçimlerinin ayrı ayrı ifade edilmesidir.
Yatay Dağılış: Harita üzerinde gösterilmesi. Örneğin Tarım Alanlarının Türkiye'deki Dağılışı haritasından tarım alanlarının nerede bulunduğu, yüzölçümlerinin ne kadar olduğu hakkında bilgiler anlaşılabilir.
Dikey Dağılış: Harita üzerinde eşyükselti eğrilerini kullanarak dikey dağılış gösterilebilir. Türkiye Fiziki haritasından ülkemizdeki bir yerin yüksekliği saptanabilir.
Zamanda Dağılış: Belirli zaman aralığında elde edilmiş veriler bir grafik üzerinde gösterilir. Ör... (Devam)
- Dağlık alanlarda bitkiler sıcaklık ve kar örtüsü sebebiyle uzun süre varlık gösteremezler. Yalnızca yaz aylarında bu alanlarda çayır topluluklar ortaya çıkar. Bu bitkilere “Alpin Çayırlar” ya da “Dağ Çayırları” adı verilir. - Çayır toplulukları aynı zamanda sert karasal iklim bölgelerinde Tayga ormanlarının bulunmadığı alanlarda da görülürler. - Sıcaklığın az olması ve yaz mevsiminde yağışların görülmesi bitki örtüsünün uzun boylu otlardan oluşmasına yol açmıştır. - Yükseltiye bağlı sıcaklık düşüşünden dolayı belirli bir seviyeden sonra orman örtüsü görülmez. Bu seviyeye “orman üst sınırı” denir. Orman örtüsünün ortadan kalkmasının sebebi aşırı yükseltiden dolayı düşük sıcaklık v... (Devam)
Tortul tabakaların sertlik derecesi birbirinden farklı olabilir. Tabakalar yan basınçlara uğradığında; Esnek yapılı tabakalar kıvrılır, sert yapılı tabakalar kırılır.
Kıvrılma ile Dağ Oluşumu
Akarsular, rüzgarlar, buzullar gibi dış kuvvetler tarafından yeryüzünden aşındırılan materyaller taşınarak deniz çanaklarında birikir. Zamanla çok kalın tabakaların oluştuğu tortulanma alanlarına jeosenklinal denir.
Jeosenklinaller, yer kabuğundaki levhaların birbirine yaklaşmasıyla kıvrılır ve yükselerek deniz yüzeyinin üzerine çıkar. Böylece kıvrım dağları oluşur. Meydana gelen kıvrımların çukur kısımlarına senklinal, yüksek kısımlarına da antiklinal denir.
Esneyebilen tabakalarda yan basınçların etkisiyle kıvrılma meydana gelir. Kıvrılan tabakaların üst kısmı antiklinal, alt kısmı senklinal olarak adla... (Devam)
DEMİR YOLLARININ GEÇMİŞİ Demiryolunun kökeni çok eskilere dayanır. Arkeologlar Mısır'daki bir piramidin yakınında MÖ 2600 yıllarında yapıldığı sanılan bronz ray kalıntılarını gün ışığına çıkarmışlardır. Piramidin yapımında kullanılan taşların ocaklardan taşınmasında bu raylardan yararlanıldığı sanılmaktadır. Mısır'da kullanılan ray örneğinden, lokomotif yapımının gerçekleşmesine kadar binlerce yılın geçmesi gerekmiştir. Bu süre içinde raylar, özellikle maden ocaklarında, hayvanların ya da insanların ağır maddelerle yüklü araçları daha kolay çekmelerini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Bu raylar genellikle tahtadan kimi zaman da rayın dayanıklılığını arttırmak amacıyla metallerle kaplanarak yapılmıştır. Ray sistemi ilk olarak Cumberland'daki bir maden ocağında kullanılmıştır. Öbür makineli taşıt... (Devam)
Bazı durumlarda magma yeryüzüne doğru yükselir ancak yüzeye ulaşamaz. Bu durumda yer altında soğuyarak katılaşır. Mağmanın yerkabuğunun içine sokularak yavaş yavaş soğumasına derinlik volkanizması denir. Yerkabuğunun tabakaları arasına kadar sokulan mağma, yüzeye çıkmadan çeşitli derinliklerde katılaşarak batolit, dayk, lakolit, sill gibi şekiller oluşturur.
- Batolit: Magmanın yeryüzüne doğru sokulması ve yer altında soğuması ile oluşur. - Sill: Tabakalar arasına yatay olarak sokulup katılaşmış püskürük kayaçlardır. Bu şekiller, dış kuvvetlerin üstteki tabakaları aşındırması sonucu ortaya çıkar. - Lakolit: Yeryüzüne yaklaşan magmanın tortul tabakaları dışa doğru bükmesiyle oluşur. - Dayk (Duvar): Kayalarda bulunan çatlaklara dik bir şekilde sokulan, üzerindeki ör... (Devam)
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir. Göç veren ülkenin nüfusu azalır. Dış göçler, oluşum nedenlerine göre 5 gruba ayrılır: 1. Zorunlu Göçler (Sığınma Göçleri) Savaş, Baskı Zulümden kaçarak başka ülkelere yapılan sığınma göçleridir. Örneğin 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak halkının bir bölümünün ülkemize göçü bu türdendir.
- Deprem, volkanik patlamalar, kuraklık ve sel gibi doğal afetlerden kaçış. - Savaş, baskı, şiddet, ırk ayrımcılığı gibi insan eliyle ortaya çıkan kaçış ya da bu nedenlerle göçe zorlama. - Aşırı nüfuslanma, kaynak ve gıda yetersizliği, açıklık tehlikesi gibi sosyal ve ekonomik sorunlar. - Baraj yapımı veya yeni yerleşmeye bağlı göçler.
Tarih boyunca insanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli doğal kaynakları kullanmışlardır. Bu doğal kaynaklan kullanırken de yaşadıkları mekânı ve çevreyi çeşitli şekillerde değiştirmişlerdir. Tüm doğal kaynakların kullanımı ile ilişkili sorunlarda olduğu gibi madencilikte de faaliyet türlerine bağlı olarak farklı boyutlarda gelişen çevre bozulmaları meydana gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Maden kömürü çıkarımının çevreye olan olumsuz etkileri nelerdir? Yüzey şekillerinin ve drenajın değiştirilmesiFlora ve faunanın zarar görmesiÇevre düzenlemesi yapılarak olumsuz etki aza indirilebilir. Ancak bu durum kömür çıkarma maliyetini arttırır
Maden kömürü yakılmasının çevreye olan olumsuz etkileri nelerdir? Hava kirliliğine yol açar.Havadaki karbondioksit oranını a... (Devam)
Evren günümüzden yaklaşık 15 milyar yıl önce gaz ve toz bulutuydu. Nebulanın dönerek yoğunlaşması ve basıncın etkisiyle bir patlama (Big Bang) meydana geldi.
Bunun sonucunda gök cisimleri (galaksiler, yıldızlar, gezegenler) uzaya dağıldı ve birbirinden uzaklaştılar. Bu uzaklaşma günümüzde de devam etmekte, evren genişlemektedir.
Başlangıçta tümüyle kızgın magmadan oluşan dünyamız, kendi çevresinde hızla dönerek küresel bir şekil almıştır. Zamanla uzaydan başka cisimlerin bünyesine katılmasıyla yer kabuğu oluşmuştur.
Dünya çeşitli minerallerden oluşmaktadır, bunların yoğunlukları farkıdır. Ağır mineraller yerin merkezinde, hafif mineraller yer kabuğuna yakın bulunmaktadır.
Dünyamız günümüzde de şekillenmeye devam etmektedir. Bunun en güzel kanıtı deprem ve volkanizma faaliyetlerinin yaşanıyor olmasıdır. (Devam)
Dünyanın kendi çevresindeki dönüş hareketi bir gün yani 24 saat sürdüğü için günlük hareket olarak adlandırılmıştır.
Günlük Hareketin Sonuçları
1. Gece ve gündüz birbirini izler. 2. Meridyenler arasında yerel saat farklılıkları oluşur. 3. Güneş ışınlarının gün içindeki geliş açısı değişime uğrar. 4. Günlük sıcaklık farklılıkları oluşur. Bu durumun sonucunda;
a. Meltem rüzgarları oluşur. b. Fiziksel ayrışma meydana gelir. c. Günlük basınç farkları oluşur.
5. Dünyanın dönüşü nedeniyle sapma (coriolis) etkisi ortaya çıkar. Buna bağlı olarak okyanus akıntıları ve sürekli rüzgarlar sapmaya uğrar. 6. Cisimlerin gün içinde gölge boyu değişir (3. maddeye bağlı olarak) 7. 30° ve 60° enlemlerinde dinamik basınç kuşakları oluşur. (Devam)
1. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının geliş açısı küçülür. Buna bağlı olarak;
a) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzar.
b) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının uzaya yansıma oranı artar.
c) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe ortalama sıcaklıklar azalır.
Ortalama sıcaklıklar Ekvator ve çevresinde yüksek, kutuplar ve çevresinde düşüktür.
d) Güneş ışınlarının geliş açısındaki farklığa bağlı olarak sıcaklık kuşakları oluşmuştur.
Üç sıcaklık kuşağı bulunur: Sıcak kuşak, ılıman kuşak ve soğuk kuşak.
e) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe deniz suyu tuzluluğu ve sıcaklığı azalır.
Ekvator ve çevresi sıcak olduğu için burada bulunan su yüzeylerinde (okyanus, deniz, göl) buharlaşma fazladır. Bunun bir sonucu olarak tuzluluk d... (Devam)
Canlı yaşamının vazgeçilmez bir parçası olan bitkiler, besin üretimi yapan canlıların ortak adıdır. Bitkiler Dünya üzerinde en kalabalık ve çeşitlilik gösteren canlı grubudur. Bu nedenle bitkileri farklı şekillerde sınıflandırmak mümkündür. Ancak coğrafi açıdan bitkiler üç temel gruba ayrılmaktadır. Bunlar ot, çalı ve orman formasyonlarıdır.
Bitkilerin gelişimine damgasını vuran faktörler her bitki üzerinde farklı etkilerde bulunmaktadırlar. Her bitki grubunun bir araya gelmesini sağlayan bu faktörler bitki formasyonlarının yetime ortamının koşullarını belirler. Bu faktörler: İklim, yer şekilleri, yükselti, toprak yapısı, biyolojik faktörlerdir. (Devam)
İnsanlık tarihi içinde insanın ilk yaptığı ekonomik faaliyet tarımsal üretimdir. Tarımsal üretim bu nedenle birincil ekonomik faaliyet olarak adlandırılmıştır.
Tarımın ardından ikinci sektör ise sanayidir. Geçmişte sınırlı bir iş kolu olan endüstriyel üretim, sanayi devriminden sonra büyük aşama kaydetmiştir. Sanayi sektörü ikincil faaliyetler olarak adlandırılır.
Sanayi Devrimini izleyen yıllarda insan ihtiyaçlarının geniş ölçüde karşılanabilmesi için bir hizmet sektörü ortaya çıkmıştır. Hizmet sektörü de üçüncül faaliyetler olarak adlandırılmaktadır.
1. Birincil Faaliyetler (Tarım) - Toprağa dayalı veya basit üretime dayalı faaliyetlerdir. - Tarım, Tarım ürünleri (ekme, dikme, biçme, toplama) Hayvancılık (et, süt, yu... (Devam)
Bir düzlem boyunca birbirine göre yer değiştiren yerkabuğu bloklarının oluşturduğu yapıya fay adı verilir. Diğer bir ifadeyle faylar, yerkabuğu kırık hatlarıdır.
Bir fayda yer değiştirme hareketinin meydana geldiği düzleme fay düzlemi, üzeri çizikli ve cilalı fay düzlemine fay aynası (fay yüzeyi), fay düzleminin meydana getirdiği dikliğe fay dikliği, fay düzleminin yer yüzeyi ile kesiştiği hatta ise fay çizgisi adı verilir.
Anlatılan bu kavramlar aşağıdaki görselde gösterilmiştir.
Üç farklı fay tipi bulunur. Bunlar;
Normal FayTers FayYanal Atımlı Fay
Şimdi bunları detaylıca inceleyelim:
Normal Fay
Kırılan blokların biri çökerken diğeri yükselir. Normal faylar blokların gerilme hareketi sonucunda oluşur. Taban bloğu alçalırken tavan bloğu yükselir.
Ters Fay
Bir bloğun diğerinin üzerine doğru itilmesiyle ortaya çıkar. Ters fay, blokların birbirine doğru itilmesiyle (sıkıştırılmasıy... (Devam)