Bazı durumlarda magma yeryüzüne doğru yükselir ancak yüzeye ulaşamaz. Bu durumda yer altında soğuyarak katılaşır. Mağmanın yerkabuğunun içine sokularak yavaş yavaş soğumasına derinlik volkanizması denir. Yerkabuğunun tabakaları arasına kadar sokulan mağma, yüzeye çıkmadan çeşitli derinliklerde katılaşarak batolit, dayk, lakolit, sill gibi şekiller oluşturur.
- Batolit: Magmanın yeryüzüne doğru sokulması ve yer altında soğuması ile oluşur. - Sill: Tabakalar arasına yatay olarak sokulup katılaşmış püskürük kayaçlardır. Bu şekiller, dış kuvvetlerin üstteki tabakaları aşındırması sonucu ortaya çıkar. - Lakolit: Yeryüzüne yaklaşan magmanın tortul tabakaları dışa doğru bükmesiyle oluşur. - Dayk (Duvar): Kayalarda bulunan çatlaklara dik bir şekilde sokulan, üzerindeki ör... (Devam)
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir. Göç veren ülkenin nüfusu azalır. Dış göçler, oluşum nedenlerine göre 5 gruba ayrılır: 1. Zorunlu Göçler (Sığınma Göçleri) Savaş, Baskı Zulümden kaçarak başka ülkelere yapılan sığınma göçleridir. Örneğin 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak halkının bir bölümünün ülkemize göçü bu türdendir.
- Deprem, volkanik patlamalar, kuraklık ve sel gibi doğal afetlerden kaçış. - Savaş, baskı, şiddet, ırk ayrımcılığı gibi insan eliyle ortaya çıkan kaçış ya da bu nedenlerle göçe zorlama. - Aşırı nüfuslanma, kaynak ve gıda yetersizliği, açıklık tehlikesi gibi sosyal ve ekonomik sorunlar. - Baraj yapımı veya yeni yerleşmeye bağlı göçler.
Enerjisini güneşten alan kuvvetlere dış kuvvetler denir. İç kuvvetler büyük yer yüzü şekillerini oluşturur. Dış kuvvetler ise bunları aşındırır ve biriktirir.
Dış kuvvetler yüksek yerlerden aşındırdıkları materyalleri çukur yerlerde biriktirerek yeryüzünü düzleştirmeye çalışır.
Dış kuvvetlerin etkisi iklim koşullarına göre değişir. Örneğin çöllerde rüzgar, orta kuşakta yağmur, soğuk kuşakta buzullar etkilidir. Dış Kuvvetler:
Yer şekillerinde aşınma, taşıma ve biriktirme yapan kuvvetlerdir. Atmosfer kökenlidir. Atmosferdeki bütün olaylar ise kaynağını güneş enerjisinden alır. İç kuvvetlerle yeryüzünde oluşan ana yapılar (Kıtalar, dağlar, düzlükler) dış güçlerin etkisiyle aşınırlar. - Akarsu aşındırması nemli ve yağışlı bölgelerde, - Rüzgar aşındırması çöllerde, - Buzul aşındırması kutup çevresinde, - Dalga aşındırması ise kıyılarda etkilidir. Dış kuvvetlerin etkisiyle yüksek yerler aşınmakta ve çukurluklara dolmaktadır. Yani dış kuvvetlerin amacı yeryüzünü düzleştirmektir. Ancak İç Kuvvetlerle oluşan yapıcı şekiller sürekli olduğundan yeryüzünün tamamen düzleşmesi mümkün değildir. Dış kuvvetlerin yeryüzünü şekillendirme aşamaları: 1. T... (Devam)
Tarih boyunca insanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli doğal kaynakları kullanmışlardır. Bu doğal kaynaklan kullanırken de yaşadıkları mekânı ve çevreyi çeşitli şekillerde değiştirmişlerdir. Tüm doğal kaynakların kullanımı ile ilişkili sorunlarda olduğu gibi madencilikte de faaliyet türlerine bağlı olarak farklı boyutlarda gelişen çevre bozulmaları meydana gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Maden kömürü çıkarımının çevreye olan olumsuz etkileri nelerdir? Yüzey şekillerinin ve drenajın değiştirilmesiFlora ve faunanın zarar görmesiÇevre düzenlemesi yapılarak olumsuz etki aza indirilebilir. Ancak bu durum kömür çıkarma maliyetini arttırır
Maden kömürü yakılmasının çevreye olan olumsuz etkileri nelerdir? Hava kirliliğine yol açar.Havadaki karbondioksit oranını a... (Devam)
Ocak ayında Kuzey yarım kürede kış mevsimi yaşanmaktadır. Bu nedenle; kuzey yarım kürede karalar üzerinde yüksek basınç görülürken, denizler üzerinde alçak basınçlar etkilidir. Bunun nedeni bu mevsimde karaların soğuk, denizlerinse ılık olmasıdır. Temel neden ise kara ve denizlerin farklı ısınma özelliğidir.
Güney yarım kürede dönenceler çevresinde basınç değerleri yüksektir. Yüksek basınçlar karalar üzerinde kesintiye uğrar. Çünkü karalar sıcaktır, bu nedenle buralarda alçak basınlar etkili olmaktadır.
Ekvator çevresi ve kutup dairelerinin çevresi genel olarak alçak basınçtır. Ancak kuzey yarım kürede kutup dairesi çizgisinde yer alan karalar yüksek basınçtır. Kuzey yarım kürede dinamik alçak basınçlar İzlanda çevresi ile Atlas Okyanusu kıyılarında görülmektedir.
Atlas Okyanusunun orta kesimlerindeki Asor Dinamik Yüksek Basıncı çevresindeki yüksek bası... (Devam)
Ø Deprem bölgeleri ile levha sınırları, fay hatları ve genç kıvrım dağları paralellik gösterir. Ø En yıkıcı depremler kara içlerindeki fay alanlarında meydana gelir. Okyanuslardaki depremler ise daha çok tsunami ile kıyılarda etkisini gösterir. Ø En sık deprem görülen alanlar Güneydoğu Asya ve Japonya çevresidir.
Başlıca Deprem Kuşakları:
- Büyük Okyanus çevresi - Alp - Himalaya Kıvrım Sistemi - Akdeniz çevresi (Devam)
Dünyanın kendi çevresindeki dönüş hareketi bir gün yani 24 saat sürdüğü için günlük hareket olarak adlandırılmıştır.
Günlük Hareketin Sonuçları
1. Gece ve gündüz birbirini izler. 2. Meridyenler arasında yerel saat farklılıkları oluşur. 3. Güneş ışınlarının gün içindeki geliş açısı değişime uğrar. 4. Günlük sıcaklık farklılıkları oluşur. Bu durumun sonucunda;
a. Meltem rüzgarları oluşur. b. Fiziksel ayrışma meydana gelir. c. Günlük basınç farkları oluşur.
5. Dünyanın dönüşü nedeniyle sapma (coriolis) etkisi ortaya çıkar. Buna bağlı olarak okyanus akıntıları ve sürekli rüzgarlar sapmaya uğrar. 6. Cisimlerin gün içinde gölge boyu değişir (3. maddeye bağlı olarak) 7. 30° ve 60° enlemlerinde dinamik basınç kuşakları oluşur. (Devam)
1. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının geliş açısı küçülür. Buna bağlı olarak;
a) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzar.
b) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının uzaya yansıma oranı artar.
c) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe ortalama sıcaklıklar azalır.
Ortalama sıcaklıklar Ekvator ve çevresinde yüksek, kutuplar ve çevresinde düşüktür.
d) Güneş ışınlarının geliş açısındaki farklığa bağlı olarak sıcaklık kuşakları oluşmuştur.
Üç sıcaklık kuşağı bulunur: Sıcak kuşak, ılıman kuşak ve soğuk kuşak.
e) Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe deniz suyu tuzluluğu ve sıcaklığı azalır.
Ekvator ve çevresi sıcak olduğu için burada bulunan su yüzeylerinde (okyanus, deniz, göl) buharlaşma fazladır. Bunun bir sonucu olarak tuzluluk d... (Devam)
Dünyanın güneş çevresindeki dönüşüdür. Bu dönüşü 365 gün 6 saatte tamamlar.
Dünyanın güneş çevresinde izlediği yola yörünge denir. Bu yörünge elips şeklindedir. Bu nedenle bu hareketi içinde güneşe yaklaşıp uzaklaşır. Yörünge bir düzlem olarak düşünülmesiyle ekliptik düzlemi ortaya çıkar.
Dünyamız yörünge üzerinde belli bir açı ile durmaktadır. Bu açıya eksen eğikliği denir. Eksen eğikliği, mevsimlerin oluşmasını sağlar.
NOT: Dünyanın güneşe en yakın olduğu zaman 3 Ocak (günberi, dönüş hızı yüksek), en uzak olduğu zaman 4 Temmuz (günöte, dönüş hızı düşük).
Yıllık Hareketin Sonuçları
1. Güneş ışınlarının yıl içindeki geliş açısı değişime uğrar. Buna bağlı olarak mevsimler oluşur. 2. Cisimlerin gölge boyu yıl içinde değişime uğrar. 3. Yıllık sıcaklık farklılıkları ortaya çıkar. 4. Gece gündüz süreleri, buna bağlı olarak da güneşin doğuş ve ... (Devam)
İnsanlık tarihi içinde insanın ilk yaptığı ekonomik faaliyet tarımsal üretimdir. Tarımsal üretim bu nedenle birincil ekonomik faaliyet olarak adlandırılmıştır.
Tarımın ardından ikinci sektör ise sanayidir. Geçmişte sınırlı bir iş kolu olan endüstriyel üretim, sanayi devriminden sonra büyük aşama kaydetmiştir. Sanayi sektörü ikincil faaliyetler olarak adlandırılır.
Sanayi Devrimini izleyen yıllarda insan ihtiyaçlarının geniş ölçüde karşılanabilmesi için bir hizmet sektörü ortaya çıkmıştır. Hizmet sektörü de üçüncül faaliyetler olarak adlandırılmaktadır.
1. Birincil Faaliyetler (Tarım) - Toprağa dayalı veya basit üretime dayalı faaliyetlerdir. - Tarım, Tarım ürünleri (ekme, dikme, biçme, toplama) Hayvancılık (et, süt, yu... (Devam)
- Ekvatoral iklimde bitki örtüsü yıl boyunca yeşil kalan yağmur ormanlarından oluşmaktadır. - Yağmur ormanları dev boyutlu (50-60m) büyük ağaçlar ile oldukça uzun boylu orman altı bitkilerinden meydana gelir. - Sıcaklığın 20 °C nin altına düşmediği, yağış miktarının 2000 mm’den fazla olduğu alanlarda görülür. - Büyük bölümü Amazon (Brezilya) ve Kongo havzaları içinde yer almaktadır. - Yağmur ormanları atmosferdeki karbondioksit dengesini koruduğu için Dünya ekolojik sistemde çok önemli bir yere sahiptir. - Ciddi tahribata maruz kalan bu ormanlar kendini kısa sürede yenileyebilmektedir. (Devam)
Bir düzlem boyunca birbirine göre yer değiştiren yerkabuğu bloklarının oluşturduğu yapıya fay adı verilir. Diğer bir ifadeyle faylar, yerkabuğu kırık hatlarıdır.
Bir fayda yer değiştirme hareketinin meydana geldiği düzleme fay düzlemi, üzeri çizikli ve cilalı fay düzlemine fay aynası (fay yüzeyi), fay düzleminin meydana getirdiği dikliğe fay dikliği, fay düzleminin yer yüzeyi ile kesiştiği hatta ise fay çizgisi adı verilir.
Anlatılan bu kavramlar aşağıdaki görselde gösterilmiştir.
Üç farklı fay tipi bulunur. Bunlar;
Normal FayTers FayYanal Atımlı Fay
Şimdi bunları detaylıca inceleyelim:
Normal Fay
Kırılan blokların biri çökerken diğeri yükselir. Normal faylar blokların gerilme hareketi sonucunda oluşur. Taban bloğu alçalırken tavan bloğu yükselir.
Ters Fay
Bir bloğun diğerinin üzerine doğru itilmesiyle ortaya çıkar. Ters fay, blokların birbirine doğru itilmesiyle (sıkıştırılmasıy... (Devam)
Canlıların kabuk, kemik ve dişlerinde bulunur. Fosforun ana kaynağı yer kabuğudur. Kayaçların yapısında bulunan fosfat erozyon ile toprağa karışır. Ayrıca denizlere taşınan fosfat levha hareketleri sonucu yükselme ile ortaya çıkabilir. Bitkiler fosfatı diğer maddelerle kullanarak besin maddesine dönüştürür, onu yiyen canlılara geçer ve en son canlı öldüğünde tekrar toğrağa karışır. (Devam)
Fransa'nın coğrafi konumu, yeryüzü şekilleri, dağları, platoları, iklim ve bitki örtüsü, su kaynakları, beşeri ve ekonomik özellikleri, tarım, sanayi ve ticaret bilgileri ile ülke kimlik kartı... (Devam)
İnsanoğlu yer yüzünde ortaya çıktığı günden bugüne büyük bir değişim yaşamıştır. Bu değişim; bedensel, sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda çok büyük bir değişim özelliği gösterir. İnsanoğlunun yaşadığı değişim bütün bu alanlarda birbirine paralel gelişmiştir. Gelişimin temel dinamiğini ekonomik faaliyetler ve geçim tarzları belirlemiştir. İnsanlık tarihi ekonomik anlamda incelendiğinde bir takım özellikler dikkati çekmektedir.
1. Paleolitik Dönem (Kaba Taş Devri) - Temel ekonomik faaliyet avcılık ve toplayıcılıktır. - İnsanların ortalama yaşam süresi 20-25 yıl olup beyin hacmi küçük, boyları kısadır. - Mağaralar barınma amaçlı kullanılmıştır. - Göçebe topluluklar halinde yaşamaktadırlar. - Bu dönemde ilk basit araçları yapmayı başarmışlardır. &... (Devam)
Karaların içlerinde oluşan ve denizlerle doğrudan bağlantısı olmayan su kütlelerine göl adı verilir. Göllerin suyu bulunduğu yere göre acı, tatlı, tuzlu ya da sodalı olabilir. Bu farklılığın sebebi bir akarsu ile bağlantılı olması ya da oluşma şekli olabilir.
OLUŞUMLARINA GÖRE GÖLLER
a) Doğal Göller
1. Tektonik Göller: Yer kabuğunun çöken bölümlerinde su birikmesi ile oluşur 2. Karstik Göller: Kalkerli arazilerdeki erime çukurluklarına suların dolmasıyla oluşur. 3. Buzul (Sirk) Göller: Buzul aşındırması sonucu oluşmuş çanaklarda suların birikmesiyle oluşur. 4. Volkanik Göller: Volkan konilerinin tepesindeki kaldera, krater ya da maarlara suların dolmasıyla oluşur. 5. Karma Yapılı Göller: Oluşumunda birden fazla faktör bulunan göllerdir (Karstik ve tektonik beraber gibi). 6. Doğal Set Gölleri: Ka... (Devam)
Yeryüzünün tamamının veya bir kısmının kuş bakışı görünüşünün, belli bir ölçek dahilinde küçültülerek düzlem üzerine aktarılmasıyla oluşan çizimlere harita denir. Haritacılık bilimine ise kartoğrafya denir.
Haritalar, coğrafyada en çok kullanılan araçlardan biridir. Haritalardan başka küreler, krokiler, grafik ve şekiller, fotoğraflar coğrafyada kullanılan araçlardır.
Yeryüzünün bütününe ya da bir kısmına, yandan belli bir açı ile bakılırsa, öndeki yükseltiler arkadaki özelliklerin görülmesini engeller. Bu nedenle haritalar çizilirken yeryüzüne tam tepeden bakılmalıdır.
Önceden yerden yapılan ölçümler sonucu elde edilen verilerle yeryüzünün tepeden görünümleri sağlanıyordu. Günümüzde haritalar çizilirken uçaktan ya da uydulardan çekilmiş fotoğraflardan yararlanılmaktadır. Bu yeni harita yöntemine fotogrametri denir.
Bir çizimin harita olabilmesi için bazı şartlar vardır:
Atmosferde aynı sıcaklık ve nem özelliklerini taşıyan hava parçalarına hava kütlesi denir.
Hava kütleleri oluştukları ve geçtikleri yerlerin izlerini taşırlar. Ekvatoral bölgeden gelen hava kütleleri sıcak ve nemli iken, kutuplardan gelen hava kütleleri soğuk ve kurudur.
Sıcaklık ve nem özelliği bakımından farklılık gösteren hava kütlelerini birbirinden ayıran sınıra cephe denir. Bu hava kütlelerinin karşılaştığı alanlarda genellikle cephe yağışları görülür. (Devam)