Okyanus akıntıları, Dünyanın doğal sistemleri içerisinde canlılar için büyük öneme sahip öğelerinden biridir. Bu akıntılar iklim ve canlılar üzerinde etkilidir. Makalemizde bu akıntıların oluşum sebepleri, türleri ve özellikleri yer almaktadır. (Devam)
Sürekli termik ve dinamik basınç merkezleri arasında esen rüzgarlardır.
a. Alizeler 30° enlemlerinden Ekvator’a doğru esen rüzgarlardır. Alizeler sıcak su akıntılarının oluşmasında ve tropikal bölgede karaların doğusunun yağışlı olmasında etkilidir.
b. Batı Rüzgarları 30° enlemlerinden 60° enlemlerine esen rüzgarlardır. Batı rüzgarları sıcak su akıntılarını devam ettirir ve batı yönlü oldukları için kıtaların batısının yağışlı olmasını sağlar.
c. Kutup Rüzgarları Kutuplardan 60° enlemlerine esen rüzgarlardır. 60 derece enlemlerinde Batı Rüzgarları ile karşılaşarak cephe yağışlarının oluşmasını sağlar. (Devam)
1. Türklerin Orta Asya’dan Göçünden Kavimler Göçüne Türklerin Orta Asya'dan Göçü Türk göçlerinin en önemli sebebi, Ana yurt topraklarının verimsizleşmesidir. Büyük ölçüde kuraklık, nüfus yoğunluğu ve otlak darlığı, ekonomik sıkıntılara neden olmuştu. Hayvanların beslenmesi, çeşitli gıda maddeleri, giyim eşyası gibi ihtiyaçların karşılanması için iklimi elverişli zengin topraklar gerekiyordu. Bu nedenle önceleri verimli topraklara sahip ve nüfusu az olan komşu ülkelere göçler yapıldı. Zamanla buraların da yeterli olmadığı görüldü ve yeni yerler aranmaya başlandı. Böylece ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip diğer topraklara göçler başladı. Kavimler Göçü 4. yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşen Kavim... (Devam)
1. Türklerin Orta Asya’dan Göçünden Kavimler Göçüne
Türklerin Orta Asya'dan Göçü Türk göçlerinin en önemli sebebi, Ana yurt topraklarının verimsizleşmesidir. Büyük ölçüde kuraklık, nüfus yoğunluğu ve otlak darlığı, ekonomik sıkıntılara neden olmuştu. Hayvanların beslenmesi, çeşitli gıda maddeleri, giyim eşyası gibi ihtiyaçların karşılanması için iklimi elverişli zengin topraklar gerekiyordu. Bu nedenle önceleri verimli topraklara sahip ve nüfusu az olan komşu ülkelere göçler yapıldı. Zamanla buraların da yeterli olmadığı görüldü ve yeni yerler aranmaya başlandı. Böylece ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip diğer topraklara göçler başladı.
Kavimler Göçü 4. yüzyılın sonlarına doğru g... (Devam)
- Türkiye çok çeşitli birincil enerji kaynaklarına sahip bir ülkedir. - Türkiye’de taşkömürü, linyit, asfalsit, ham petrol, doğal gaz, uranyum ve toryum gibi fosil kaynak rezervleri ile, - Hidroelektrik enerji, jeotermal enerji, güneş enerjisi,dalga enerjisi, biyomas (Biyokütle) enerji gibi tükenmez kaynak potansiyelleri bulunmaktadır. - Türkiye’nin, dünyada halen yoğun olarak kullanılan fosil kaynakların, özellikle petrol ve doğalgazın görünür rezervleri yeterli düzeyde değildir. - Kömür, jeotermal ve hidrolik enerji rezerv ve potansiyeli ise dünya kaynak varlığının %1’i civarındadır.
Başlıca Enerji Kaynaklarımız
1. Taş Kömürü - 1. Jeolojik Zaman’da oluşmuş bir kömür türüdür. - Kalorisi yüksek olduğundan genellikle Demir-Çelik ... (Devam)
Nüfus Yoğunluğu: Belirli bir alanda bulunan insanların birim alandaki dağılımına nüfus yoğunluğu denir. Nüfus Yoğunluğu = (Toplam Nüfus / Yüzölçüm )
A. Doğal (Fiziki) Faktörler
1. Yeryüzü Şekilleri
Dağların Uzanışı Dağlarımızın genelde doğu batı uzanışlı olması; v Kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı güçleştirir, v Deniz etkisinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu nedenle kıyılarımız daha fazla nüfuslanmıştır.
Hinterland: Bir merkezin iç kesimlerle etkileşimine hinterland denir. Eğer bir yerleşmenin diğer yerleşmelere ulaşımı kolaysa hinterlandı geniş, zorsa hinterlandı dardır.
Hinterlandı dar olan Sinop, Giresun gelişememesine karşın geniş bir hinterlanda sahip İstanbul, İzmir daha fazla gelişmiştir.
Dünya'da bitki çeşitliliğinin en fazla olduğu yerler ekvator çevresidir. Buradaki ülkelerden sonra Türkiye, en çok bitki türü barındıran ülkedir.
Avrupa Kıtası, Türkiye'nin yaklaşık 15 katı büyüklüğüne sahip olmasına rağmen, tüm Avrupa Kıtası'nda yaklaşık 12.000 bitki türü yer alırken Türkiye'de 12.000'den fazla bitki türü bulunmaktadır. (Devam)
- Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarım ada ülkesidir. - Denizlerimiz ulaşım, balıkçılık ve turizm için kullanılmaktadır. - Ayrıca Karadeniz'i Akdeniz'e bağlayan stratejik öneme sahip boğazlarımız bulunmaktadır. - Türkiye’de deniz ticareti 1926’ya kadar yabancıların elindeydi. - 1926’da Kabotaj Kanunu ile denizlerimizde yolcu ve yük taşıma hakkı bize geçmiş ve deniz ticaretimiz gelişme göstermiştir.
a. Karadeniz - Karadeniz Avrupa ile Anadolu arasında yer alan bir iç denizdir. - Dünya denizlerine İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile bağlanır. - Tuzluluk oranı binde 18, Türkiye’de kıyısındaki uzunluğu 1600 km dir. - Günümüzden 8000 yıl önce tatlı su gölü olan Karadeniz, buzul çağı sonrasında deniz seviyesinin yükselmesi ile denizlere açılmıştır. ... (Devam)
Ulaşım olanakları artan bir yerde nüfus artışı yaşanır. Nüfus artışı ise o yerleşmenin gelişmesini sağlar. Sanayi tesisleri daha çok ulaşımı iyi yerlere kurulur. Sanayi kurulması da şehirlerin büyümesini sağlar. Türkiye ulaşım yönünden avantajlı bir ülkedir; - İki kıta arasında,- İki önemli boğaza sahip,- Dört tarafı denizlerle çevrili,- Zengin petrol yatakları olan komşulara sahip,- Uluslar arası yollara sahiptir. Bu özellikler Türkiye’nin hızlı gelişmesinde etkili olmuştur. Sanayi Devriminin ilk yıllarında ulaşım olanakları zordu. Ancak günümüze geldiğimizde yük ve yolcu taşımacılığının hem hızlandığını hem arttığını görüyoruz. Bunun sonucu olarak; - Yeni ekonomik fırsatlar oluşmuş,- Küresel ve bölgesel pazarlar kurulmuş,- Ürün fiyatları düşmüş, kalite artmıştır.
Tarih boyunca insanoğlunun medeniyet alanında almış olduğu yol incelenecek olursa ilk medeniyetlerin genelde iklim koşullarının elverişli, su kaynaklarının bol, tarım arazilerinin geniş olduğu sahalarda doğup geliştiği dikkat çeker. Bu alanlar; Nil, Fırat-Dicle, İndus - Ganj, Gökırmak, Sarıırmak havzalarıdır. Kısacası ilk uygarlıklar Mısır, Çin, Hindistan ve Mezopotamyada büyüyüp gelişmiştir. Türkiye hem Asya hem de Avrupa Kıtası ile temas halinde olduğundan bir Orta Doğu ülkesidir. Dağlık bir ülkedir. Ovalar daha ziyade kıyılarda ve akarsu vadilerinde yer alır. Akarsular bakımından bölgenin en zengin ülkesidir. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarıyla da büyük bir öneme sahiptir. Üç tarafını çeviren denizler, Cebeli Tarık Boğazı ile Atlas Okyanusuna; Süveyş Kanalı vasıtası ile Kızıldeniz ve Hint Okyanusuna bağlıdır. T&uu... (Devam)
Farklı yoğunluklara sahip bu katmanlar deprem dalgalarından yola çıkılarak keşfedilmiştir.
1. Yer Kabuğu
Taşküre anlamında da kullandığımız litosfer, yerkürenin bütün katı kısmını ifade etmez. Kabuk ve mantonun üst kısmından oluşur. Yerkürenin en ince, en hafif ve en dış katmanıdır.
Yerkabuğu, bileşimleri ve yoğunlukları birbirinden farklı iki tabakadan oluşur.
Sial (Granitik Yer Kabuğu):
- Bileşiminde Silisyum ve Alüminyum elementleri yoğundur. Yoğunluğu azdır (2,7 g/cm3) - Katı halde bulunur. Kalınlığı okyanus tabanlarında az iken, kıta tabanlarında fazladır.
Dünyamızın oluşumu hakkında birçok teori bulunmaktadır. Bunlardan günümüzde en çok kabul gören ve uzay araştırmalarının da doğruladığı Büyük Patlama (Big Bang) teorisidir. Bu teoriye göre evren büyük bir patlama sonucunda oluşmuştur. Evrenin sürekli genişlediği, galaksilerin büyüdüğü ve birbirinden uzaklaştığı tespit edilmiştir. Güneş Sisteminin de günümüzden 6-7 milyar yıl önce oluştuğu tahmin edilmektedir.
1. Yer Yuvarlağının İç Yapısı
İnsanlar yer kabuğunu sondajlarla en fazla 8-10 km delebilmişlerdir. Volkanlar ise çıkardıkları kızgın lavlarla yerin iç yapısı hakkında bazı bilgiler verir, ancak volkanlar yerin 60-100 km derinlerinden gelmektedir. Oysa yerkürenin yarıçapı 6300 km dir. Bu konuda daha çok deprem sinyallerinden elde edilen sismik veriler kullanılmışt�... (Devam)