Aşağıdaki soruları cevaplandırınız. 1. Çevrenin bozulması ve çevre sorunlarının ortaya çıkması nasıl başlamıştır?CEVAP: Sanayi Devrimi ile çevre sorunları büyük oranda artmıştır. Bunun sebebi fosil yakıtların fazla kullanılması, bunların çevreye verdiği kirliliktir. Ayrıca hızlı nüfus artışı doğal kaynaklara olan talebi arttırmıştır. 2. Gelecekte yaşanacak çevre sorunlarını azaltmak ve ortadan kaldırmak için neler yapılmalıdır?CEVAP: Çevre sorunlarını önlemek için insanlar bilinçlendirilmeli, yenilenebilir kaynaklar tercih edilmeli, doğal kaynakların sürdürülebilir ve planlı kullanılması sağlanmalıdır. 3. Günümüzdeki çevre sorunlarının ortaya çıkmasında hangi faktörlerin etkileri vardır?CEVAP: Hızlı nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme, çarpık kentleşme, doğal kaynakların aşırı ve plansız kullanımı, fosil yakıtların kullanımı gibi fa... (Devam)
Kategori: Etkinlikler Tarih: 18 Mayıs 2014 8 yorum
Yeryüzünde hareket eden su kütlelerine akarsu denir. Akarsular boyutlarına göre büyükten küçüğe doğru dere, çay ve ırmak adlarını alırlar.
Akarsuların sularını topladığı alana havza, havza sınırına ise su bölümü çizgisi denilmektedir. Eğer bir akarsu sularını denize ulaştırıyorsa açık havza, ulaştıramıyorsa kapalı havza olarak nitelendirilir. Kapalı havzalarda sular genellikle bir gölde son bulurlar. Bazı kapalı havza akarsuları çölde buharlaşarak ya da karstik bir arazide yer altına sızarak da son bulabilir.
Bir akarsuyun ortaya çıktığı, beslendiği bölümüne kaynak; denize, göle veya başka bir akarsuya döküldüğü kı... (Devam)
Kategori: Su Kaynakları Tarih: 03 Kasım 2012 17 yorum
Enerjisini güneşten alan kuvvetlere dış kuvvetler denir. İç kuvvetler büyük yer yüzü şekillerini oluşturur. Dış kuvvetler ise bunları aşındırır ve biriktirir.
Dış kuvvetler yüksek yerlerden aşındırdıkları materyalleri çukur yerlerde biriktirerek yeryüzünü düzleştirmeye çalışır.
Dış kuvvetlerin etkisi iklim koşullarına göre değişir. Örneğin çöllerde rüzgar, orta kuşakta yağmur, soğuk kuşakta buzullar etkilidir. Dış Kuvvetler:
Karaların içlerinde oluşan ve denizlerle doğrudan bağlantısı olmayan su kütlelerine göl adı verilir. Göllerin suyu bulunduğu yere göre acı, tatlı, tuzlu ya da sodalı olabilir. Bu farklılığın sebebi bir akarsu ile bağlantılı olması ya da oluşma şekli olabilir.
OLUŞUMLARINA GÖRE GÖLLER
a) Doğal Göller
1. Tektonik Göller: Yer kabuğunun çöken bölümlerinde su birikmesi ile oluşur 2. Karstik Göller: Kalkerli arazilerdeki erime çukurluklarına suların dolmasıyla oluşur. 3. Buzul (Sirk) Göller: Buzul aşındırması sonucu oluşmuş çanaklarda suların birikmesiyle oluşur. 4. Volkanik Göller: Volkan konilerinin tepesindeki kaldera, krater ya da maarlara suların dolmasıyla oluşur. 5. Karma Yapılı Göller: Oluşumunda birden fazla faktör bulunan göllerdir (Karstik ve tektonik beraber gibi). 6. Doğal Set Gölleri: Kalkerli arazilerdeki erime çukurluklar... (Devam)
Kategori: Su Kaynakları Tarih: 03 Kasım 2012 3 yorum
Suyun içinde erimiş halde bulunan maddelerin çökelmesiyle oluşmaktadır. Kireç taşı, göllerde, denizlerde ve yeraltı sularında yaygın olarak bulunan kirecin çökelmesiyle oluşmaktadır. Kimyasal kayaçlar Kireçtaşı (kalker), traverten, kayatuzu, jips (alçı taşı) ve dolomit örnek verilebilir. Kimyasal tortul kayaçlar su ile temasa geçince kolayca çözünmektedir. Bundan dolayı nemli ve sıcak iklim koşulları altında kimyasal tortul kayaçların bulunduğu sahalarda lapya, dolin, uvala, obruk ve polye gibi karstik şekiller oluşmaktadır. Ayrıca mağaralar, sarkıtlar, dikitler, sütunlar da karst topoğrafyasının yer şekilleridir. Karstik şekiller özellikle saf ve kalın kireç taşları üzerinde daha iyi gelişme göstermektedir. Jips, anhidrit ve kaya tuzları üzerinde oluşan karstik şekiller ise kolayca tahrip olmaktadır. (Devam)
Karstik arazilerde yer altına sızan sular içinde eriyik mineraller barındırır. Bu minerallerin buharlaşma sonucu ayrışması ve birikmesi sonucu bazı şekiller oluşur.
1. Traverten
Kalsiyum birikintilerinin oluşturduğu basamaklı yeryüzü şekline traverten denir.
2. Sarkıt, Dikit, Sütun
Yer altına sızan sular yukarıdan mağaraya dökülürken kireci bırakırlar. Tavandan aşağı doğru bu sivri çıkıntıya sarkıt denir.
Tavan suyunun damladığı yerde ise kireç birikimi yerden yükseğe doğrudur. Buna dikit denir.
Bu iki yeryüzü şekli zamanla birleşerek sütunları oluşturur. (Devam)
Kategori: Dış Kuvvetler Tarih: 25 Aralık 2014 1 yorum
Yeraltına sızan sular bazı kayaçları çözündürebilmektedir. Çözülebilen kayaçlarda görülen yeryüzü şekillerine karstik şekiller denir.
Karstik şekiller daha çok; kireçtaşı (kalker), alçıtaşı (jips) ve tuz türü kayaçlardagörülür.
Karstlaşma olayının gerçekleşebilmesi için öncelikle karstik kayaçlara ve yağışa ihtiyaç vardır.
Karstlaşmayı şu faktörler etkiler; · Kayacın saflığı ve kalınlığı · Arazinin tektonik bakımdan faal olması · Kayaçlardaki çatlak ve gözenek oranı · Yağış miktarı ve bitki örtüsü (Devam)
Kategori: Dış Kuvvetler Tarih: 25 Aralık 2014 Yorum yok
KAYAÇ (Taş) : Yerkabuğunun yapı malzemesi olan, bir veya birden fazla minerallerden oluşan ve organik malzemelerden meydana gelen katı cisimlere denir. Kayaçlar çok basit bir ifade ile mineral topluluklarıdır.
MİNERAL: Kayaçların yapısını oluşturan, belirli bir kimyasal bileşime sahip organik veya inorganik özellikteki katı bileşiklerdir. * Canlı organizmadaki hücre gibi cansız doğada mineraller en küçük birimi oluşturur. * Her bir mineral farklı elementlerden oluşur. * Her bir kayaç çeşidi de farklı mineraller içerir. * Mineraller yan yana gelerek kayaçları kayaçlarda yan yana gelerek kıtaları ve yer kabuğunu meydana getirirler. Not: Kuvars,Kalsit ve Feldispat gibi Mineraller, doğada bulunan yaklaşık 2000 mineral içinde en yaygın olanıdır.
KAYAÇ DÖNGÜSÜ: Tüm kayaçlar sürekli bir dönüşüm içind... (Devam)
Kayaçların sular tarafından (yağmur ve yer altı) çözülmesiyle oluşan aşınım ve biriktirme şekillerine karstik şekiller denir. Türkiye’de Toroslar, Göller Yöresi, Tuz Gölü çevresi ve Doğu Anadolu Bölgesinin bazı bölümlerinde karstik şekillere rastlanır.
1. Polye (Gölova) Geniş kalker tabakaları üzerinde oluşan erime çukurluklarıdır. Ülkemizde Güneybatı Anadolu'da bolca rastlanır. Elmalı, Kestel, Korkuteli, Acıpayam, Tefenni ovaları birer polyedir.
2. Obruk Karstik erimeler sonucunda oluşan yanları dik, ağız kısımları geniş derin doğal kuyulardır. Obruk Platosu (Konya)’nda örneklerine bolca rastlanır. Ayrıca Mersin'deki Cennet - Cehennem Obrukları turistik açıdan da büyük öneme sahiptir.
3. Mağara Yer altı sularının karstik tabakalar içinde açtığı oyuklardır. Türkiye’de en tanınmış o... (Devam)
Kategori: Dış Kuvvetler Tarih: 25 Aralık 2014 Yorum yok
Nüfus Yoğunluğu: Belirli bir alanda bulunan insanların birim alandaki dağılımına nüfus yoğunluğu denir. Nüfus Yoğunluğu = (Toplam Nüfus / Yüzölçüm )
A. Doğal (Fiziki) Faktörler
1. Yeryüzü Şekilleri
Dağların Uzanışı Dağlarımızın genelde doğu batı uzanışlı olması; v Kıyı ile iç kesimler arasındaki ulaşımı güçleştirir, v Deniz etkisinin iç kesimlere girmesini engeller. Bu nedenle kıyılarımız daha fazla nüfuslanmıştır.
Hinterland: Bir merkezin iç kesimlerle etkileşimine hinterland denir. Eğer bir yerleşmenin diğer yerleşmelere ulaşımı kolaysa hinterlandı geniş, zorsa hinterlandı dardır.
Hinterlandı dar olan Sinop, Giresun gelişememesine karşın geniş bir hinterlanda sahip İstanbul, İzmir daha fazla gelişmiştir.
Ege’de yer alan İzmir oldukça gelişmiş bir merkezken (enine kıyı, ulaşım ... (Devam)
Yoğun Nüfuslu Yerler: - Nüfusun büyük bir kısmı batı bölgelerde yaşar.- Karadeniz Bölgesinde dar kıyı şeridi yoğun nüfusludur.- Ülkemizde nüfus en çok Marmara Bölgesinde görülür. Özellikle kıyı bölgelerde ve Güney Marmara’nın verimli ovalarında nüfus fazladır.- Ege Bölgesinin verimli delta ovaları yoğun nüfusludur.- Akdeniz Bölgesinde Çukurova, Silifke Delta Ovaları ile kıyılarda nüfus yoğundur.- Doğu Anadolu’da Malatya ve Elazığ Ovaları yoğun nüfusludur.- Güneydoğu Anadolu’da Gaziantep çevresi yoğun nüfusludur.- İç Anadolu Bölgesinde Ankara – Eskişehir çevresi yoğundur. Nüfus Yoğunluğu Az Olan Yerler: - Karadeniz’de yükselti ve engebeye bağlı olarak iç kesimlerde nüfus yoğunluğu azdır.- Marmara Bölgesinde Yıldız Dağları ve Biga-Gelibolu Yarımadaları ana yollara uzak ka... (Devam)
Çeşitli nedenlerle oluşmuş çanakların sular altında kalmasıyla ortaya çıkan, karaların üzerindeki su birikintilerine göl denir.
Göllerimizin Başlıca Özellikleri 1. Genel olarak deniz seviyesinden yüksektedir. Yükseltileri batıdan doğuya doğru artar. 2. Açık havza göllerimizin suları tatlı iken, kapalı havza göllerimizin suları acıdır. 3. Göllerimizden elektrik üretimi, sulama, turizm, balıkçılık gibi faaliyetlerde yararlanılır. 4. En geniş gölümüz Van Gölü (4000 km2)’dir. Onu Beyşehir ve Eğirdir Gölleri takip eder. 5. En derin gölümüz Van Gölü (450 metre), en sığ gölümüz Tuz Gölüdür (1-2 metre).
Yer altı sularının kendiliğinden yer yüzüne ulaşmasına pınar veya kaynak denir. Türkiye’de gayzer hariç tüm yer altı kaynaklarına rastlanır. 1. Yamaç (Vadi) Kaynakları Geçirimli tabaka boyunca yer altına sızan suyun uygun yerlerde yüzeye çıkması ile oluşan kaynaklardır. Türkiye dağlık, engebeli ve yüksek bir ülke olduğu için fazla rastlanır. Suları genelde temiz, içmeye uygun ve soğuktur. Akım miktarı iklime bağlı olarak değişir. 2. Karstik Kaynaklar Karstik arazilerde yer altına sızan suların uygun bir noktada yüzeye çıkmasıyla oluşan kaynaklardır. Ülkemizde Akdeniz Bölgesinin genelinde, özellikle Teke – Taşeli Platolarında görülmektedir. Suları kireçli ve içmeye fazla elverişli değildir. Akım miktarı yıl içinde fazla değ... (Devam)
Yeryüzündeki tatlı suların büyük bir bölümü yer altında kaya çatlakları ve gözeneklerde yer alır. Yer altındaki suların toplam tatlı su rezervi içindeki miktarı 98% civarındadır. Yer altındaki sular özellikle çatlaklar, gözenekler, kılcal damarlar ve mağaralarda çeşitli rezervler oluştururlar. Bir yerde yer altı suyunun birikmesi için altta geçirimsiz bir tabakanın bulunması gereklidir. Volkanik ve metamorfik kayaçların pek çoğu geçirimsiz özelliktedir.
Geçirimsiz tabakaların üzerindeki biriken su kütlesine su tablası adı verilir. Geçirimli tabakaların geçirimsiz tabakayla temas ettiği alanlarda biriken su kütlesine taban suyu denilir. Taban suları bazen uygun koşullarda kendiliğinden yüzeye ulaşır. Genellikle kuyular ve sondajlar yardımıyla yüzeye çıkarılarak içmede ve sulamada kullanılmaktadırlar. &... (Devam)
Kategori: Su Kaynakları Tarih: 03 Kasım 2012 6 yorum
CEVAP: Su kaynaklarına yakın yerleri seçmeleri insanların doğaya olan bir üstünlüğü değildir.
2.
CEVAP: Tafoniler bir rüzgar aşındırma şekli olup kurak - yarı kurak alanlarda fazladır. Oysa soru kökünde bulunulan yerin nemli olduğu söyleniyor. Nemli bölgelerde karstik şekiller ve kanyon vadiler yaygındır.
3. Soruda Dünya Haritası üzerinde Kuzey Amerika'da Kayalık, Güney Amerika'da And Dağları ile Alp - Himalaya Dağları gösterilmiş. Soruda bu haritada neler gösterilmekte, bu sorulmaktaydı. Sorunun cevabı "Dağlık Alanlar" olmalıydı.
4. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de yağışın dağılışını etkileyen faktörlerden biri değildir? Bu sorunun cevabı "Ülkemizin kuzeyinde akarsu ağının sık olması" olacaktı. Bir yerde akarsu ağı sık ise bunun sebebi yağışın fazla olmasıdır. Kısaca akarsu ağının sık olması yağışı etkilemez ancak yağıştan etki... (Devam)